Détail d'une collection
|
Documents disponibles dans la collection (271)
Faire une suggestion Affiner la recherche
texte imprimé
Edebiyat bazen çok tehlikeli olabilir. Anna Karenina, Madam Bovary, Esmeralda ve daha birçok kadın roman kahramanı... Bu muhteşem kadınlara ulaşmaya çabalarken, önce doğru düşünme yeteneğini, sonra da yaşamını yitiren bir adam... Kimsenin önems[...]texte imprimé
Aradan geçen zamanın ve kurtulmak istenen bir geçmisin zorunlu kıldığı bir seçme Bir süre sonra bu kitaba almadığım öyküler gibi,bunların da bugün kendilerinde bulduğum anlamı yitirmeleri, başka bir deyişle eskimeleri olmayacak şey değildir. Ya [...]texte imprimé
Ayışığında "Çalışkur" yalnız Haldun Taner'in değil, ilk kez 1954'te yayımlandığı göz önüne alınırsa, edebiyatımızın da en özgün ve öncü sayılabilecek öykülerinden. Taner, ince mizahını adeta bir öykü dersi vererek konuşturuyor.texte imprimé
Her şeye "karşı" duran, "karşı" çıkan, "karşı" olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. "C." diyor Yusuf Atılgan kısaca. İnsan her şeye bunca "karşı"yken kendine de "karşı" olmadan nasıl sürdürebilir bir "karşı" yaşamı? C., sıradanlığa, [...]texte imprimé
Aylak Köpek, Sadık Hidayet'in yaşam ve toplum görüşünün İkinci Dünya Savaşı'nın getirdiği yıkımla çok olumsuz bir havaya büründüğü, inziva ve intiharın kaçış yolu olarak gösterildiği, mutluluğu bu dünyada bulmanın mümkün olmadığının ele alındığı[...]texte imprimé
Ece Ayhan, "ters duran", ters durduğunu düşündüğü herşeye ayna tutuyor bu kitapta: Onun aynasından düz okuma alışkanlığımıza bir tokat gibi inen bir başka düz(gün) okuma yansıyor.texte imprimé
Bir gece Zeki'nin meyhanesinde acıklı bir hadise oldu. Zeki, Aziz Bey'i tartaklayıp dışarı attı. Nasıl başladığını, ne olduğunu kimse tam hatırlayamadı. Herkes olmadık şeyler anlattı sağda solda. Kimileri "Zeki başlattı," dediler; kimileri "Hayı[...]texte imprimé
Okurla kavgalı bir ilişki kuran Mehmet Erte, kitabın "Delik" adlı ilk bölümünde, sıradan durumları paranoyak bir zihnin işleyiş süreci içinde, ironik bir dille öyküleştirerek, somutla soyutu altüst ediyor. Bu öykü dünyasında hep mantıksınırları [...]texte imprimé
1955 yılında, İstanbul'da "İlişki, Davranış, Sıkıntılara Övgü" isimli sergide başlayıp Paris-İstanbul ekseninde gelişen altmış yıllık bir çizer-yazar dostluğu. Gündelik yaşamın rutinini sanatın, yazının yaratıcı gücüyle kırabilmeyi başarmış iki [...]texte imprimé
Dünya bir felakete doğru dolu dizgin koşuyor. Kötüye kullanılan bilim insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Yeni doğan çocuklar büyük oranda erkek, çünkü "oğlan" olsun istiyordu herkes. Buyrun, bilim dilekleri yerine getirdi sonunda. İşin sonu ne[...]texte imprimé
Zaman, sabır(sızlık), aciliyet ve beklemek üstüne bir anlatı..Nouveautétexte imprimé
Ben Ol da Gör, birbirine rahatça eklemlenen, peşi sıra okunduğunda yeniden bütünlenen öykülerden oluşuyor - sevgiyi, ölümü, bağlılıkları dokuyup nakışlayan öykülerden. Seyit Göktepe, hayatın tam göbeğinden çekip aldığı kimi zamanları, duyguların[...]texte imprimé
Yatılı okul Hailsham'ın öğrencileri, bahçe duvarının arkasındaki karanlık ormandan çok korkarlar. Hafta sonları veya tatillerde evlerine gitmez., Hailsham'dan önceki yaşamlarını hatırlamazlar. Dış dünyayla bağlantıları yoktur. Öğretmenler değil,[...]texte imprimé
Yazar, romanında iki farklı kültürden gelen insanların Almanya'da kesişen, içiçe geçen dünyalarını serimlerken, sevginin, gittikçe daha da kararan çağımızda bile, birleştirici gücünü hala koruduğunu bir kez daha müjdeliyor.texte imprimé
Pürtelaş Sokağı'nda kediler bir gün canhıraş feryatlarla ortalığı inlettiler. Pürtelaş Sokağı'ndaki Beş Sevim Apartmanı'nda tuhaf şeyler oluyordu. Beş pencereli, beş odalı, beş acayip insanın oturduğu Beş Sevim Apartmanı'nda perdelerin arkasında[...]