Titre : | felsefelogos, 56 - 2015/1 - Sosyal Hareketler |
Titre original: | Dosya: Sosyal Hareketler |
Auteurs : | Kolektif, Auteur |
Type de document : | Bulletin : texte imprimé |
Paru le : | 01/04/2015 |
Année de publication : | 2015 |
Langues: | Turc |
Mots-clés: | felsefe / ahlak / norm / toplum / marksizm / Marx / Althusser / kadın / feminizm / tarih / devrim / güç / şiddet / tahakküm / cinsiyet / egemenlik / toplumsal cinsiyet / toplumsal hareket / sosyoloji / toplumsal sınıf / kapitalizm / eşitsizlik / sosyal eşitsizlik / farklılık politikaları / ayrımcılık / ırkçılık / hukuk / Hegel / aile / sivil toplum / hak / devlet / etik / Hannah Arendt / politika / siyaset |
Résumé : |
Komünal Eylem ve Ahlakın Ortak Temeli / sayfa: 9
İnsan toplulukları belirli bir düzen oluşturmak için kurallar koyuyor. Bunlardan bazıları, ahlaksal kurallar olarak işliyor. Ahlaksal kuralların bazıları da ahlaksak ilkelere dönüşüyor. Ahlaksal ilkeler bir kez icat edildikten sonra kapsamının, sınırlarının genişletilmesi için bir çaba başlıyor. Bu da giderek birtakım ahlak ilkelerinin evrensel ve mutlak olduğu iddiasını getiriyor. Marksizmde filozof olmak kolay mı? / sayfa: 15 Fransız filozof Louis Althusser 1975 yılında Amiens Üniversitesi'nde savunduğu kümülatif tezinde şu soruyu ele alır: "Felsefede Marksist olmak kolay mı?" Ben bu soruyu biraz çevirip, Marksizmde filozof olmak ne demek diye soruyorum. Kadın Hareketi ve Felsefe: Bir Karşılaşmamanın Gözden Geçirilmesi / sayfa: 33 Basit bir sorudan yola çıkıyorum: Neden 19. ve erken 20. yüzyılda kadın hareketinde aktif kadınlar o zamanki yerleşik felsefeden yardım almadılar, öte yandan ayrıca neden feminist bir felsefe geliştirmediler? Hatta Simone de Beauvoir, geriye dönüp bakıldığında kadın sorununu felsefenin alanına sokan biri olmasına rağmen, kendisinden filozof olarak söz edilmesini niçin reddediyordu? Bu soru bazılarına sıradan, bazılarına da salt tarihsel bir şey olarak - hatta bazılarına da gerçeklikle bir ilgili olmayan ve bu yüzden de önemsiz bir şey olarak görünecek. Ama felsefe yapma etkinliği genellikle görünüşte banal olan içindeki temel sorunsalı keşfetmektedir. Düşünmek için her zaman malzemeye ihtiyacımız olduğundan, bu malzemenin geçmişten başka bir yerde bulunabileceğini tasavvur etmek oldukça zordur - bu hatta kamusal söylemlerde "şimdiki zamanımız" olduğu iddiasıyla ortaya çıkan yakın geçmişten ve en yakın geçmişten de olabilir. Bir Marksist Toplumsal Hareketler Teorisi Neye Benzeyecek? / sayfa: 47 Teori aktivistlerin, hareketleri ilerlemediğinde, en iyi çabalarına rağmen kararların etki alanlarının dışında alındığını fark ettiklerinde, kullanmaya çalıştıkları kurumların kendi yanlarında olmadığını gördüklerinde, hareketlilikleri kontrol altına alındığında ya da kısıtlandığında kullandıkları bir araçtır. Teori bu durumu anlama ve aşma umudu verir, ancak her araç bu iş için aynı derecede uygun değildir. Sosyal Hareketler ve Farklılık Yaklaşımları / sayfa: 69 Bir zamanlar belirli kalıplar ve sınıflar bulunmaktaydı, bu geleneğe göre her grup kendi yerini bilmek zorunda, içinde bulunduğu belirli kısıtlamaları ve zorunlulukları kabul etmek zorundaydı.Ardından bir gün, insanlık ve toplum adına devrimsel bir nitelik taşıyan Aydınlanma dönemi değerleri topluma hakim oldu. Farklı Spartaküs Anlatılarının Ortak Karakteri Olarak Erkek(si)lik ve İktidar / sayfa: 105 Dünya tarihine baktığımızda, isyanla başlayan ama tam da isyan ettiği düzeni ve sistemi farklı bir söylemle de olsa yeniden üreten pek çok hareket bulunabilir. Ancak burada üzerinde durmak istediğimiz ne her bir hareketin kendi dinamiğini belirleyen ve tarihsel-toplumsal koşullarına içkin olan iktidar arzusunun ifşası ne de insan doğası fikrine dayalı bir otorite güç çözümlemesidir. Burada Spartaküs ve köle isyanları üzerinden eril tarih anlayışının ve mitik anlatıların masculin (erkeksi) karakteri, kahramanlık ve erkeklik arasındaki bağ ve bunun sonucu olarak aklın şiddet ve iktidar üreten işleyişi irdelenecektir. Hegel'de Etik Yaşam (Sittlichkeit) ve Toplumsal Hareketlerin İmkânı Üzerine / sayfa: 123 Hegel'in Hukuk Felsefesinin Anahatları çağının politik koşullarının ve devlet yapısının bir analizidir. Hegel, kendinden önceki filozoflardan -ama özellikle doğal bir insanlık durumu tanımlayarak insanların mutabakat etrafında oluşturdukları bir toplum ve devlet yapısı öne süren felsefecilerden- farklı olarak toplumu organik bir yapı olarak tanımlar ve bu organik yapı içerisinde birbirleriyle uyum içinde olmasını beklediği toplumsal organları analiz eder. Hannah Arendt: Politikanın Varlık Nedeni Olarak Özgürlük / sayfa: 143 Arendt kendisini filozof değil, bir siyaset bilimcisi olarak tanımlamasıyla aynı nedenden ötürü, yanıtların da günlük yaşamda verileceğini savunur: dünyada insan değil insanlar yaşamaktadır, dolayısıyla onun asıl ilgi konusu insan değil, dünyada yaşayan ve dünyayı kaplayan insanlıktır. |
Nature du document : | Documentaire / Kaynak veya belgesel |
Genre : | Makale |
Discipline : | Philosophie |
Exemplaires (1)
Code-barres | Cote | Support | Localisation | Section | Disponibilité |
---|---|---|---|---|---|
26847 | 100 FEL | Périodique | Mezzanine / Asma kat | Fonds général (Türkçe) | Disponible |