Résumé :
|
Yüksek bağlamlı iletişim ekosistemimiz ve örgütçü kültürümüz, bireyci toplumların eleştiri kültürüyle ters düşer. Düşük bağlamlı toplumlarda gözlemlediğimiz türden bir eleştirmen yetiştirmemiz, yetiştirip de yaşatmamız kolay bir iş gibi görünmüyor. Umut vaat eden tek tük isimler kültüre eklenmek, onu dönüştürmek için yeterli olmuyor, çünkü azınlıkta kalan, eninde sonunda sindiriliyor. Bugün itilip kakılan, caydırılan, susturulan eleştirmen adayları, Cumhuriyet’in ilk yıllarında bir müddet boyunca var edilmiş, sonra yine sessizliğe mahkûm olmuş görünüyorlar.
|