Résumé :
|
Akademik eleştiriyi yayıncılık endüstrisi ve ana akım medyadaki kültürel ve edebî eleştirilerden ayıran en önemli özellik hem okuru hem de eleştirmeni sonuçsuzluğa götüren şüphecilik döngüsüdür. Bir sonucun, süreci ele geçiren şüphenin şiddetiyle bağıntılı olarak değişebilmesi, ancak normların hüküm sürdüğü bireysel ve toplumsal düşünce rejimleri dahilinde gerçekleşebilir. Kaidelerin ve değer ölçülerinin sürekli yeniden tanımlandığı çağdaş, neoliberal ve post-normatif bir dünyada yorumbilim sınırları içinde seyreden bir edebî eleştirinin taşları yerinden oynatabilme ya da derinlikli söylem üretebilme gücü zayıflar. İşte bu sebeple posteleştiri çağına geçilmeli ve eleştirinin görüngüsel ya da metodolojik eksiklerinden ziyade çağımızın sosyopolitik devinimleri için yetersiz kalışından dem vurulmalıdır.
|