Résumé :
|
“İlk işaretler aralık ayında belirdi. Ilık denizler, balıkçıların ağlarına ölü balıklar getirmeyi sürdürdü. Endişeli kadınlar mum yakıp Tanrı’ya, Meryem Ana’ya ve El Niño’yu engelleyecek azizlere yalvarmak için kiliselere doluştular. İnsanlar korku içinde öğle vakti kapkara olan göğe bakıp haç çıkarıyor, esen rüzgâra ve şiddetli yağmura karşı dualar mırıldanıyorlardı. Gök giderek alçalıp rüzgâr sertleşince eski ve karanlık tanrılarına yakarmaya başladılar.”
On dokuz yaşındaki Menina Walker, korkunç bir trajediyle bozulan nişanının ardından mutsuzluğunu gömmek ve gecikmiş mezuniyet tezini yazmak için İspanya’ya gider. Henüz küçük bir bebekken Amerikalı Walker çifti tarafından evlat edinilmiş olan Menina, çok geçmeden bu yolculuğun onu farklı bir kıtadan ziyade, geçmişe götürdüğünün farkına varacaktır.
16. yüzyılda yaşayıp eserlerine küçük bir kırlangıç resmi çizerek imza atan Tristan Mendoza, genç kadının araştırma konusu olmakla birlikte, gerçek ailesinden miras kalan gizemli madalyonu da deşifre edebilecek tek ipucuna dönüşmüştür. Engizisyon’un ölümcül egemenliğinde geçen karanlık dönemlerden beri ayakta kalmış Kırlangıçlar Manastırı’na vardığındaysa, attığı her adımla inanç tarihinin en büyük keşiflerinden birini yapmaya yaklaşacaktır.
|