Résumé :
|
Sanat, çoğunlukla burjuva sınıfına hitap eden bir alan olmuştur. Türkiye için de uzunca bir süre akademinin üretimi olan, bugün nispeten akademi dışı üretimlerle devam eden ve kapitalist kesim tarafından meta olarak edinilen bir alan ve bu hâlâ devam ediyor. Çağımızda sanat korporatif oluşumların direktörleri ve potansiyel alıcılar tarafından dikte ediliyor, şekil veriliyor, fonlanıyor ve böylece sanatın niteliğine ayrıcalıklı bir azınlık tarafından karar veriliyor. Fakat uzun süre çoğu kişinin erişemediği bu sanat hiyerarşisi ve sadece akademik birimlerin tekelinde olan tartışma terminolojisi, artık radikal bir meydan okumayla karşı karşıya.
|