Résumé :
|
1970’lerde genç edebiyatçılar olarak, “egemen sınıf ” yanlısı edebiyata karşı tavır alırken, edebiyatı yenilik fetişizmine ve marjinalliği kutsamaya indirgemiş modernist edebiyat anlayışıyla da, ufku sınırlı ve hamasi bir popülizmi benimsemiş edebiyat anlayışıyla da aramıza bir çizgi çekme çabasına girişmiştik. Varlık’ın Haziran sayısındaki yazıma, benzer temsillere soyunarak, Tuğrul Tanyol’un ve Salih Bolat’ın verdikleri cevapları okuyunca, kendimi yeniden o yıllarda hissettim. Bu biraz “nostalji” duygusu verdiyse de, “bir arpa boyu yol” alınabildiği kaygısı uyandırmaktan da geri kalmadı. Değil mi ki, birine göre zaten “yetmişli yıllarda”, birine göre “yirmili yaşlarda” takılı kalmışım! Tartışmayı, onlarla “anlaşmak” için değil, bazı bilgileri tazelemek ve hakikat arayışları samimi olan genç kuşaklara aktarmak açısından bir “vesile” sayıyorum.
|