Résumé :
|
"Biliyorsun, bazen başucunda dikilip seni seyrediyorum; loş çadırında ağır masanın başındayken. Duvarlara asılmış haritaları dikkatle incelerken. Sayısı ne kadar fazla olursa olsun hep ölgün bir ışık veren kandillerin arkadaşlığında akşam yemeğini yerken. Sağ salim geldiği köye dönmek dışında bir isteği olmayan askerin pişirdiği eti keserken. O eti kesen bıçak, porselen tabağı bir cayırtı eşliğinde çizerken. Başında dikiliyorum."
On sekiz öykünün yer aldığı Bir Sonraki Dolunay'da, yazar kendine özgü bir öykü dünyası kurmuş. Toplumun çok çeşitli kesimlerinden insanları, yalın ve sıcak bir dille başarıyla anlatıyor.
|