Résumé :
|
19. yüzyılda hızlanan ulusçuluk hareketleri içinde öne çıkan “Balkanlar. Balkan halklarına! ” sloganı, kısa bir süre sonra Balkan halklarının “kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi mücadelesi” olmaktan çıkarak büyük devletlerin emperyalist çıkarları tarafından kullanılan bir siyasetin aracı haline getirildi. Emperyalist siyasetin karmaşık çıkar ilişkilerini güden Avrupa diplomasisi Balkanları, yapay olarak yalıtılmış parçalar şeklinde birbirleriyle çatışacak; kan ve gözyaşlarıyla sulanmış bu topraklarda birarada yaşama koşullarını, değişik kültürlerin birlikteliğini ortadan kaldıracak biçimde böldü.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kesin çöküşüne giden yolda bir dönüm noktası olan Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı öncesinde, “insan emeğinin birikmiş sonuçlarının” uğradığı talan ve bolca dökülen kanın yanısıra, Avrupa devletlerinin aralarındaki hesaplaşmaya ve paylaşım savaşına hazırlık amacıyla, ürettikleri modern silahların da denendiği “kostümlü” bir provaydı.
|